Çatışma Çözme Stratejileri
Bireysel değerlerde, geçmiş yaşantılarda, inanışlarda ve algılarda farklılıkların doğal bir sonucu olarak anlaşmazlıklar ve uzlaşmazlıklar kaçınılmaz bir olgudur. Çatışmanın sonucunun olumlu ya da olumsuz olması çatışmanın nasıl yönetildiğine bağlıdır. Çatışma sonucunda küskünlüklerin, kırgınlıkların oluşması, ilişkilerin bozulması ve iş veriminin düşmesi iyi yönetilmeyen çatışmaların sonucudur.
Farklı kişiler çatışma yönetiminde farklı stratejiler kullanırlar. Genellikle çocukluk yıllarında öğrenilen bu stratejilerin otomatik bir biçimde işlediği görülür. İnsanlar çoğu zaman bir çatışma durumunda nasıl davrandıklarının farkında değillerdir. Şu anda kullanılan çatışma çözme stratejileri çocukluk dönemlerinde öğrenildiğine göre, şu anda da yeni ve daha etkili çatışma çözme stratejileri öğrenilebilir.
Johnson ve Johnson'a göre (1994) bir çatışma durumunda, insanların ulaşmak ya da gerçekleştirmek istedikleri iki şey vardır. Bunlardan biri, aynı zamanda kişilerarası çatışmaya da neden olan, bireyin kendi amaçlarını gerçekleştirme isteğidir. Diğeri ise, çatışmaya girilen kişi ya da kişilerle olan ilişkilere verilen önem ya da ilişkileri devam ettirme isteğidir. Her iki isteğin de, "çok önemli"den "hiç önemli değil"e kadar uzanan bir doğrunun değişik noktalarına düştüğü söylenebilir. Başka bir deyişle, çatışmaya yol açan amaç birey açısından ne ölçüde önemlidir? Çatışmaya girdiği kişi ile olan ilişkileri ne ölçüde önemlidir? Bu iki faktöre bağlı olarak insanlar birbirinden farklı çatışma çözme stratejileri benimseyebilirler.
Kişiler arası çatışmaların toplumsal hayatın dışına çıkarılmasının dünyanın ekseni etrafında dönmesinin engellenmesi gibi bir şey olduğunu, ne yaparsak yapalım mutlaka kişiler arası çatışmaları yaşayacağımızı belirtilmektedir. Benzer biçimde yazarlar çatışmaların ve anlaşmazlıkların kişilerin önemsedikleri amaçları ve hedefleri olduğu zaman yaşandığını vurgulamaktadır. Çatışmalar birer problem değildir, aksine çözümün bir parçasıdır. Kişiler arası çatışmalar yapıcı ve barışçıl olarak yönetilebildiğinde sağlıklı ve değerlidirler ve okulda sosyal yaşamı canlandırılar. Kişiler arası çatışmaların ve anlaşmazlıkların yokluğu ise, hedeflerin ve amaçların olmadığı aynı zamanda önemsenen ilişkilerin ve değerlerin olmadığı olumsuz durumlar olarak belirtilmektedir.
Kişinin sosyal gerçekliği algılamak için kullandığı "entelektüel lens" aynı zamanda gerçekliğin ne ve nasıl olduğunu da belirlemektedir. Kişiler arası çatışmalar negatif bir lensle görüldüğünde algısı farklı, pozitif bir lens ile görüldüğünde ise algısı daha farklıdır. Bu nedenle kişiler arası çatışmalara nasıl bakıldığını algılamak için nasıl bir "lens" kullanıldığı çok önemlidir. Kişiler arası çatışmalara pozitif bir lensle bakıldığında, görülen özelliklere örnek olarak şunlar söylenebilmektedir (Johnson ve Johnson (1996, d):
· Kişiler arası çatışmalar ve anlaşmazlıklar bizim kim olduğumuzu ve değerlerimizin ne olduğunu tanımlar. Çatışmalar yoluyla kimliklerimizi geliştiriririz.
· Çatışmalar nasıl bir değişime gereksinim duyduğumuzu ortaya çıkarır. Çatışmalar çalışmayan olumsuz davranışları ortaya çıkarır.
· Kişiler arası çatışmalar, diğer insanların kim olduklarını ve değerlerinin neler olduğunu anlamanıza yardımcı olur. Çatışmalar arkadaşlarımızın ve dostlarımızın kimliklerini belirginleştirir.
· Çatışmalar, ortak problemlerimizi çözme konusunda bizlere enerji verir ve motive eder.
· Ortak sorunlarımızı çözebilmeye yönelik güvenimizi arttırarak ilişkilerimizi güçlendirir.
· Sıklıkla rahatsızlık yaşamamıza neden olan, kızgınlık, anksiyete, güvensizlik ve üzüntü gibi olumsuz duyguların ifade edilmesini ve açığa çıkmasını sağlar.
· Değerlerimizin ne olduğunu belirler, adandığımız önemsediğimiz konuları belirginleştirir, netleştirir.
· Yaşamımıza neşe, heyecan ve eğlence katar. Çatışma içinde olma sıkılmış duygularımızı azaltarak, yeni hedefler belirlememize katkıda bulunur. Çatışmalar olmasaydı yaşam inanılmayacak kadar sıkıcı olurdu.
İnsanların amaçlarına ve ilişkilerine ne ölçüde önem verdiklerine bağlı olarak başvurabilecekleri beş farklı çatışma çözme stratejisi tanımlanmıştır (Johnson ve Johnson, 1994). Her biri bir hayvanla simgelenen bu beş farklı çatışma çözme stratejisi gösterilmiştir.
Kaplumbağa (Kaçınma)
Kaplumbağalar çatışmadan kaçınmak için geri çekilirler. Çatışma yaratan sorunlardan ve kişilerden uzak dururlar. Çatışmaları çözmeye uğraşmanın boş bir çaba olduğuna inanırlar. Çaresizlik hissederler. Çatışmayla yüz yüze gelmektense, fiziksel ya da psikolojik olarak geri çekilmenin daha kolay olduğuna (kabuğuna çekilmek gerektiğine) inanır.
Girişkenlik içermemekle birlikte karşı tarafla işbirliği yapmayı içeren bu stratejiyi kullanan bir kişi, ne kendi çıkarlarında ne de diğer kişinin çıkarlarında ısrarcı olmaz. Çatışmanın üzerine gitmez, çatışmayı geçiştirir, erteler ya da geri çekilir.
Kaplumbağa stratejisini şu durumlarda kullanmak uygun olabilir:
· Elde edilecek ödüller çok yüksek değilse ve kaybedeceğiniz bir şey yoksa (bu sizin için sadece bir deneyim olacaksa).
· Çatışmayı ele alacak zamanınız yoksa,
· Ortam uygun değilse ("şimdi yeri ve zamanı değil" diyorsanız).
· Daha önemli sorunların baskısını hissediyorsanız,
· Çıkarlarınızın gözetileceğine dair hiçbir umut ışığı göremiyorsanız,
· Çok öfkeli bir kişiyle karşı karşıya iseniz,
· Tam olarak hazır değilseniz, bilgi edinmeye ve düşünmeye ihtiyaç duyuyorsanız,
· Duygusal olarak çok fazla yüklüyseniz ve çevrenizdeki diğer kişiler çatışmayı daha başarılı bir biçimde çözebileceklerse.
Oyuncak ayı (Uyma)
Oyuncak ayılar için ilişki çok önemli, amaç pek önemli değildir. Oyuncak ayılar başkaları tarafından kabul edilmeyi ve sevilmeyi isterler. İnsanların ilişkilere zarar vermeksizin tartışamayacaklarını, bir tatsızlık çıkmasın diye çatışmadan kaçınılması gerektiğini düşünürler. Çatışma devam ederse, birilerinin kalbinin kırılacağından ve ilişkilerin zarar göreceğinden ya da bozulacağından korkarlar. İlişkilerini sürdürebilmek için kendi amaçlarından vazgeçerler. Oyuncak ayı sanki "amaçlarımdan vazgeçiyorum ve istediğin şeyi yapmana izin veriyorum; yeter ki beni sev" der gibidir. İlişkilerin bozulmaması için çatışmayı yatıştırmaya çalışırlar.
Ne girişkenlik ne de işbirliği yapmayı içermeyen bu strateji, güç kullanmanın tam zıddıdır. Uyma stratejisi izlendiğinde, bir birey diğer kişinin çıkarlarını tatmin etmek için kendi çıkarlarını ihmal eder. Bu stratejide bireyin kendi haklarından özveride bulunması söz konusudur.
Oyuncak ayı stratejisini şu durumlarda kullanmak uygun olabilir:
· Sorun sizin için çok önemli değil, ama diğer kişi için çok önemliyse,
· Üzüleceğinizi ya da çok yıpranacağınızı hissettiğinizde,
· "Kazanamayacağınızı bildiğiniz" sürekli bir rekabet halinde olmak sizin için zararlı olacaksa,
· Mevcut uyumu (dengeleri) korumak çok önemliyse ("Şimdi zamanı değil" diyorsanız).
Köpekbalığı (Güç kullanma, rekabete girme)
Köpek balıkları kendi çözüm önerilerini kabul etmesi için, çatıştığı kişiyi zorlar ve karşısındaki kişi üzerinde güç kullanmayı dener. Kendi amaçları çok önemli, ilişkileri ise önemsizdir. Ne pahasına olursa olsun amaçlarına ulaşmayı isterler. Başkalarının ihtiyaçlarıyla ilgilenmezler. Başkalarının kendisini sevmesi veya kabul etmesi onlar için önemli değildir. Çatışmayı, bir kişinin kazanması, diğer kişinin kaybetmesi olarak görürler. Elbette kazanan taraf olmayı isterler. Kazanmak, köpek balıklarına başarı ve kendini beğenme duygusu verir. Kaybetmek ise zayıflık, yetersizlik ve başarısızlık duygusu verir. Gözdağı vererek, güç kullanarak, çeşitli girişimlerle karşısındaki kişiyi ezmeye çalışarak kazanmaya çalışırlar.
Girişkenlik içermekle birlikte işbirliğine dayanmayan bu stratejiyi kullanan bir kişi, diğer kişinin zararına da olsa kendi çıkarlarında ısrar eder.Güç kullanma ya da rekabet stratejisini şu durumlarda kullanmak uygun olabilir:
· Kesinlikle haklı olduğunuzu bildiğinizde,
· Kısa süre içerisinde karar vermeniz gerektiğinde,
· Muhaliflerini ezen bir kişi ile karşılaştığınızda.
Tilki (Uzlaşma)
Tilkiler hem kendi amaçlarına hem de ilişkilerine orta derecede önem verirler. Tilkiler uzlaşma ararlar. Kendi amaçlarının bir kısmından vazgeçerler ve çatıştıkları kişiyi de amaçlarının bir kısmından vazgeçmeye ikna ederler. Her iki tarafın da bir şeyler kazanacağı bir çözüm yolu ararlar. Böyle bir çözüm bulmak için kendi amaçlarından bir parça fedakârlık yapmaya razı olurlar.
Orta derecede girişimcilik ve işbirliği içeren bu stratejiyi kullanan bir kişinin amacı, her iki tarafı da kısmen tatmin eden, karşılıklı olarak kabul edilebilir, uygun bazı çözümler bulmaktır. Bu strateji, uyma ile rekabetçiliğin ortasında bir yere düşer.
Tilki stratejisini şu durumlarda kullanmak uygun olabilir:
· Amaçlar orta derecede önemliyse ve daha girişken stratejileri kullanmaya değmezse,
· Eşit statüdeki kişiler çatışmaya taraf olmuşlarsa,
· Karmaşık bir sorun için geçici bir çözüme ulaşmak gerekiyorsa,
· Önemli bir sorun için uygun çözümlere ulaşılmak isteniyorsa,
· Rekabet ya da işbirliği stratejilerinin sonuç vermediği durumlarda
Baykuş (Yüzleşme, işbirliği yapma)
Baykuşlar hem amaçlarına hem de ilişkilerine çok önem verirler. Çatışmaları, çözülmesi gereken sorunlar olarak görürler ve hem kendilerinin hem de diğer kişinin amaçlarına ulaşabileceği bir çözüm ararlar. Çatışmaları, taraflar arasındaki gerilimi azaltarak ilişkileri geliştirici bir araç olarak görürler. Her iki tarafı da tatmin edecek çözümler arayarak ilişkiyi sürdürürler. Böyle bir çözüm yolu bulunmadıkça da tatmin olmazlar. Dahası, taraflar arasındaki gerginlikler ve olumsuz duygular da ortadan kalkmadıkça tatmin olmazlar.
Hem girişkenlik hem de işbirliği içeren bu strateji, kaçınmanın tam zıddıdır. İşbirliği, her iki tarafın da çıkarlarını tam olarak karşılayan bazı çözümler bulmak için diğer kişiyle birlikte çalışma çabasını içerir. Bu strateji, iki bireyin de çatışmanın altında yatan çıkarlarını tanımayı ve her iki tarafın da çıkarlarını gözeten bir seçenek bulmayı içerir.
Baykuş stratejisini şu durumlarda kullanmak uygun olabilir:
· Başkasının yaşamı söz konusu olduğunda,
· Bütün sorumluluğu siz üstlenmek istemediğinizde,
· Arada büyük bir güven duygusu varsa,
· Diğer kişiden taahhüt elde etmek istediğinizde,
· Kin, husumet, vb. gibi yoğun duygularla uğraşmanız gerektiğinde,
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, her stratejinin kullanılabileceği durum farklıdır. Hiç kimse her çatışma durumunda aynı stratejiyi kullanmak istemez. Kaldı ki bu iyi bir yöntem de değildir. Örneğin, gerçek yaşamda bir defaya mahsus olmak üzere etkileşime girdiğimiz ve çatışmaya düştüğümüz kişilerle olan çatışmayı çözmek için (örneğin hiç tanımadığınız ve belki de bir daha hiç karşılaşmayacağınız bir kişiden bir araba satın alırken) güç kullanma stratejisine başvurabilirsiniz. Ama her gün birlikte olduğunuz, örneğin aynı işyerinde çalıştığınız bir kişiyle çatışmaya girdiğinizde bu stratejiyi kullanmamanız gerekebilir. Buna rağmen farklı kişiler farklı farklı stratejileri daha sık kullanabilirler. Bir anne baba olarak eşinizle ve özellikle çocuklarınızla ilişkilerinizde ortaya çıkan çatışmaları çözmek için en çok hangi stratejiyi kullandığınızı kendinize sorabilirsiniz.
Yukarıda açıklanan çatışma çözme stratejileri arasında sadece baykuş ile simgelenen yüzleşme ve işbirliği stratejisi ile her iki tarafın da kazançlı çıkacağı çözümler bulunabilir. Diğer stratejiler kullanıldığında taraflardan en azından biri kaybeder, diğeri kazanır ya da her ikisi de kaybeder. O halde ailede çocuklara özellikle işbirliğine yönelik çatışma çözme yönteminin ve bu yöntemin gerektirdiği becerilerin öğretilmesi gerekmektedir.